Yıllardır forumları okuyor / kullanıyor olmama rağmen, ilk kez "Kendini Tanıt" kısmına yazıyorum. R10'dan geldiğim için sanırım; sistemi çok beğendim. İçeriği yavaş yavaş inceliyorum. O da yavaş yavaş oluşuyor gibi.
Adım Erdem. Sürüngenlerin bir kısmı hariç, tüm hayvanları severim. Evimde ve sokakta da beslemeye çalışırım. Çocukluk hayalim olan güvercin beslemeyi, orta yaşa yaklaştığım halde devam ettirememiş olsam da, çok müsait bir balkonum var. Sadece zamanını bekliyorum.
Şuan için evimizde; 2'şer tane kanarya, muhabbet kuşu ve hint bülbülü (zebra ispinozu kulağa daha hoş geliyor aslında) var. 1 tane de Minnoş (Tekir) kedimiz. Kedimiz de 2 olsa güzel olurdu ama gelecekte baş edilemeyeceği için, onun tek olması gerekiyor. 5 aylık Minnoş, ilk zamanlar kuşlara baktığında aklından geçenler pek hoş değildi fakat yavaş yavaş alıştığını düşünüyorum. 1 kanarya kaybından sonra, kafeslerin kapısı kapandı ve yükseklere alındı. Minnoş'u, her gün kucağıma alıp kuşları izletiyorum. Sanırım alışıyor. En azından, ilk zamanlarda olduğu gibi; kuşlara bakarken garip sesler çıkarmıyor.
Bakımları konusunda profesyonel olmadığım için, her birine en iyi şekilde bakıyorum. "Aman bu yeter" veya "bu kadarı yeterli, abartmayalım" kelimeleri müfredatımızda bulunmuyor. Kuşların darıları, krakerleri, sebzeleri, mamaları ve yemleri, belirli periyotlarla kafeslerine bırakılıyor. Minnoş'un da, bağırsak ve diş sağlığının korunması için, elden gelen her şey yapılıyor. Onun belki eşi yok ama oyun arkadaşları var. Diğer hayvanlardan farklı olarak, onunla oyunlar oynanıyor, taranıyor, kaşınıyor, masaj yapılıyor falan. Bir sürü şey.
Her biri askerlik gibi; anlatmakla bitiremem. Kısaca, selamlar diyelim
Adım Erdem. Sürüngenlerin bir kısmı hariç, tüm hayvanları severim. Evimde ve sokakta da beslemeye çalışırım. Çocukluk hayalim olan güvercin beslemeyi, orta yaşa yaklaştığım halde devam ettirememiş olsam da, çok müsait bir balkonum var. Sadece zamanını bekliyorum.
Şuan için evimizde; 2'şer tane kanarya, muhabbet kuşu ve hint bülbülü (zebra ispinozu kulağa daha hoş geliyor aslında) var. 1 tane de Minnoş (Tekir) kedimiz. Kedimiz de 2 olsa güzel olurdu ama gelecekte baş edilemeyeceği için, onun tek olması gerekiyor. 5 aylık Minnoş, ilk zamanlar kuşlara baktığında aklından geçenler pek hoş değildi fakat yavaş yavaş alıştığını düşünüyorum. 1 kanarya kaybından sonra, kafeslerin kapısı kapandı ve yükseklere alındı. Minnoş'u, her gün kucağıma alıp kuşları izletiyorum. Sanırım alışıyor. En azından, ilk zamanlarda olduğu gibi; kuşlara bakarken garip sesler çıkarmıyor.
Bakımları konusunda profesyonel olmadığım için, her birine en iyi şekilde bakıyorum. "Aman bu yeter" veya "bu kadarı yeterli, abartmayalım" kelimeleri müfredatımızda bulunmuyor. Kuşların darıları, krakerleri, sebzeleri, mamaları ve yemleri, belirli periyotlarla kafeslerine bırakılıyor. Minnoş'un da, bağırsak ve diş sağlığının korunması için, elden gelen her şey yapılıyor. Onun belki eşi yok ama oyun arkadaşları var. Diğer hayvanlardan farklı olarak, onunla oyunlar oynanıyor, taranıyor, kaşınıyor, masaj yapılıyor falan. Bir sürü şey.
Her biri askerlik gibi; anlatmakla bitiremem. Kısaca, selamlar diyelim