Boşuna uğraşıyorsunuz! Hayatınız boyunca birkaç kere de olsa hayvan katili olmazsanız, yaşayamazsınız ya da apayrı bir hikaye içerisinde bulursunuz kendinizi: Hayvan Katili Olmadığını Sanan Hayvan Katillerinin Hikayesi (...)
Evet, eminim. Çok gereksiz! Hayvanların avukatı olmak istiyorsanız, sorgulamaya apayrı bir yerden başlamalısınız. Varsayalım; hayvanlarla ilgili olan hiçbir gıdayı ve ürünü tüketmemeye özen gösteren bir vegansınız(?). Bir gün hasta oldunuz. İlaçları içmezseniz bariz olarak hastalığınız ilerleyecek ve ciddi seviyelere ulaşacak. Bu, taşikardi, bradikardi, egzama, isilik, akne gibi başlaması ve gelişmesi için bariz bir hadise gerektirmeyen rahatsızlıklar olabilir. Bu küçük rahatsızlıkların başka hastalıklara yol açmaması ve gelişip ciddi zararlara neden olmaması için ilaç kullanmak zorundasınız. Bazen bir defa, iki defa, belki de üç defa alternatif tıp ile idare edebilirsiniz. Ama dördüncü defa o kullanmadığınız, sağlık bakanlığından onaylanmadan önce yüzlerce hayvanda test edilen ilaçlardan birden fazla içmek zorunda kalacaksınız. Bu durumda yaşamak istiyorsanız, herkesten daha az olsa da bir hayvan katili olmak zorundasınız. Hayvanların avukatı* olup içten içe fikirlerinizle çelişmemek için, en önce, en minimal şartlarda bile yaşamak için hayvan katili olmaktan başka bir çarenizin olmadığını** kabul etmelisiniz.
* Bu yakıştırmam olumsuz manada değil.
** Tıbbi ilaçlar için geçerli. Ciddi bir istek ve azimle hayvan içeren gıdalardan uzak durulabilir. En azından arkasında yazdığına inanarak uzak durduğumuzu sanabiliriz.
Tıbbi ilaçlar için laborutuvarlarda hayvanların kobay olarak kullanılması ile ilgili yazdığım makaleyi aşağıya kopyala yapıştır yapıyorum.
Kullandığınız bulaşık deterjanları kaç damlada kör eder?
Ya o kremler ne kadar sürerseniz derinizi yakar?
Ya da o haplar ne kadar içerseniz zehirler?
Siz bilmeseniz de o hayvanlar biliyor.
İnsanoğlu bencildir. Bencillik, insanın yapısında sağlam bir yer edinmiştir.
Zihniyetinizdeki şartlanmışlık ve sınırları bir kenara bırakın ve geniş düşünün; Kremler, haplar, şuruplar, kozmetik ürünleri ve aklınıza gelebilecek diğer şeyler. Bunlar resmi şekilde onaylanana kadar, sayısız hayvan üzerinde deneniyor. Zeka düzeyi yerlerde olan cahil kesimin elit giyim tarzı sandığı orijinal deri mont ve deri ayakkabılar... Kürkten hiç bahsetmeme gerek yok zaten. Orijinal - ekseriyetle pahalı- olan deri montlar ve deri ayakkabılar... Bu derilerin gerçek olduğunun farkına varmayan ve düşünme yetisine sahip olmayan milyonlarca tüketici... Gerçek hayvan derisi o hale gelene kadar onlarca işlemden geçiyor.
Çoğu kişinin elinin altında internet bağlantısı olan bir cihaz var. Ama araştırmaktan yoksun. Dolayısıyla bilgiden ve gerçeklerden de yoksun. Biraz araştırarak, ilaçlar, kremler, deri giysi veya ayakkabılar vb. onlarca temel ihtiyaç olarak nitelendirilen şeyler için işkenceye veya ölüme maruz kalan sayısız hayvanın olduğunu anlayabilirsiniz.
Ursula K. Le Guin'in dediği gibi;
Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor.
Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler...
Aşağıdaki makale yesilist.com sitesinden alıntıdır.
Kozmetik sektöründeki hayvan testlerinin büyük çoğunluğu ürünün cildi ve göz dokusunu tahriş edip etmeyeceğini anlamak için yapılır. Bu testlerde belli bir maddenin toksitisesinin yalnızca o hayvan üzerindeki etkisi ölçülür ve elde edilen sonuçların büyük kısmı insanlar için kullanılamaz bilgilerden ibarettir. Kozmetik ürünlerin hamile kadın ve bebeklerde etkisinin ölçülebilmesi için hamile tavşanlar özellikle öldürülür. Bu hayvanların karınlarındaki yavrular çıkarılarak ürünün insan fetüsüne yapacağı etki ölçülmeye çalışılır. Kozmetik ürünlerin yutulması halinde sağlığa zarar verip vermeyeceğinin anlaşılması için deneylerde kullanılan hayvanlara zorla besleme testleri yapılmaktadır. Bu teste maruz kalan hayvanlara aynı madde gün içinde defalarca zorla yedirilir. Hayvana yutturulan madde kendi ağırlığının yarısına kadar artırılır. Test süresi birkaç hafta ile birkaç ay arasında değişebilir. Böylece bir hayvanın belli bir maddeden ne kadar tükettiğinde öldüğü hesaplanır.
Yılda en az 115 milyon hayvan deneylerde kullanılmaktadır. Bu hayvanların bir kısmı testler sırasında ölmekte diğerleri acı içinde laboratuvar kafeslerinde bir sonraki deneyi beklemekte ve ağır psikolojik şartlar altında hayatta kalmaya çalışmaktadır. İstatistikler deneye maruz kalan hayvanların yarısının ortalama 2-3 hafta sonra öldüğünü göstermektedir. Hayvan deneylerinin çoğunda körlük, deride parçalanma, ağır yaralanma gibi hasarlar alan hayvanlar iyileşmezlerse öldürülürler. İyileşmeyi başaranlarsa yeni deneylere tabii tutulurlar. Deneylere maruz kalan hayvanlar tüm yaşamlarını küçük, karanlık kafeslerde çoğunlukla aç bırakılarak geçirirler. Kafesten çıktıkları yegane zaman, çoğunlukla üzerinde test uygulandığı zamandır.
Günümüz teknolojisinde bilgisayar sistemlerinde yapay hücre yöntemler kullanılarak hayvan testleri tamamen bitirilebilir. Kozmetik firmalarının hayvanlar üzerinde test yapmaya devam etmesinin tek nedeni maliyetin daha düşük olması ya da kasten böyle yapmayı istemesi olabilir.